19.07.2012

MeşinTop

Dün, günlerden pazardı. Muharririn cuması veya pazarı olmadığına göre, akşama kadar mıhlı kaldığım işimden ayrılmış, kurşun gibi ağır bir kafayla, evime dönmek üzere vapur iskelesine gelmiştim. Vapura vakit vardı. 
Köprü altındaki birhamal kahvesine girip bir kahve içeyim dedim. Kafam kurşun gibi ağır, dudaklarımda nohut lezzeti, güderimin önünde  sigara bulutları, denize doğru bakarken, Kadıköyü taraflarından gelen bir vapur gördüm. Vapur batacak kadar yana yatmıştı. Kaptan kamarasının tepesine ve direklerin şapkasına kadar, insan üstüne insan... Hiçbir zaman bu kadar müthiş bir kalabalıkla sulara açılmış bir vapur görmemiştim.

Manzarayı hayretle arkadaşıma gösterdim.
-Hayrete değmez, dedi, bugün Kadıköyünde maç vardı. Galatasaray- Fenerbahçe maçı... Oradan dönüyorlar herhalde...

Vapur yaklaştı. Vapurdan, tâ Merih yıldızına kadar yükselen nizamlı bir çığlık tütmeye başladı:
-Şa, şa, şa, Fenerbahçe çok yaşa!!! Şa, şa, şa!!!

Nizamlı çığlık, Yedikuledeki evinde (Lahavle) çeken ihtiyar mütekaidi bile yerinden zıplatacak şekilde buram buram yayılırken, birtakım genç adamlara millî bayramların en mefkûrevisi kadar, belki daha fazla heyecan veren kahraman meşin topu ibret ve dehşetle selâmladım.

Kahraman meşin top!

Fikir, sa'nat, hayat, mefkûre, herşey sana kurban!..
Şa, şa, şa, meşin topum bin yaşa!..

15 Kasım 1943 /  Çerçeve 2, 
Sayfa 292

Necip Fazıl Kısakürek

Hiç yorum yok:

Bunlarda İlginizi Çekebilir

Blog Widget by LinkWithin