Konuya bir Nasreddin Hoca fıkrası ile başlamak istiyorum.
"Nasreddin Hocanın, büyük boynuzlu, koca bir öküzü varmış. Karısına dermiş ki:
'Ah hatun, şu öküzün iki boynuzunun arasına otursam da dolansam ne kadar keyifli olurdu.'
Bir gün öküzün yere eğilmesini fırsat bilen hoca, öküzün iki boynuzunun arasına oturuvermiş. Ama öküz hemen kalkıp hocayı yere vurmuş. Hocanın aklı başından gitmiş. Bir süre sonra kendine gelip, gözünü açıp bakmış ki karısı başında oturmuş ağlıyor.
-Ağlama hatun, çok zahmet çektim; ama hevesimi aldım, demiş."
-Kıssadan hisseyi anladım.
- Bazı heveslerin sonu felaketle de sonuçlanabilir. Herkes her şeyden hevesini almaya kalkarsa dünya yaşanmaz olur. Hoca yine ucuz kurtulmuş. Bu bir öküz değil de kadın meselesi olsaydı bu kadar ucuz kurtulamazdı.
"Nasreddin Hocanın, büyük boynuzlu, koca bir öküzü varmış. Karısına dermiş ki:
'Ah hatun, şu öküzün iki boynuzunun arasına otursam da dolansam ne kadar keyifli olurdu.'
Bir gün öküzün yere eğilmesini fırsat bilen hoca, öküzün iki boynuzunun arasına oturuvermiş. Ama öküz hemen kalkıp hocayı yere vurmuş. Hocanın aklı başından gitmiş. Bir süre sonra kendine gelip, gözünü açıp bakmış ki karısı başında oturmuş ağlıyor.
-Ağlama hatun, çok zahmet çektim; ama hevesimi aldım, demiş."
-Kıssadan hisseyi anladım.
- Bazı heveslerin sonu felaketle de sonuçlanabilir. Herkes her şeyden hevesini almaya kalkarsa dünya yaşanmaz olur. Hoca yine ucuz kurtulmuş. Bu bir öküz değil de kadın meselesi olsaydı bu kadar ucuz kurtulamazdı.
Muhabbet Olsun Kitabında S.191