23.04.2009

Noni

Noni (Hint dutu)


Botanikteki adı "Morinda Citrifolia" olan Noni, Malezya'da Mengkudu, Güney Asya'da Nhau, Samoa ve Tonga'da Nonu, Raratonga ve Tahiti'de Nono, Markiz adaları ve Hawaii de ise Noni olarak biliniyor.

Noni yalnızca Güney Pasifik'te bulunan volkanik adalarda, bodur ağaçların olduğu çalılık alanlarda yetişiyor ve ekildikten 10 hafta sonra meyve vermeye başlıyor. 18 ay içinde olgunlaşan Noni, ayda 4 ila 8 kg arasında meyve veriyor.



Yaklaşık bir patates büyüklüğünde ve oldukça sert kabuklu olan Noni meyvesi olgunlaştıkça acılaşıyor, ağır bir peynir kokusuna sahip oluyor. Tropik meyvelerin en şifalısı olarak bilinen Noni, yılın her mevsimi nemli ve sıcak iklimde, volkanik topraklarda yetişmesi sayesinde benzersiz bir enzim zenginliği sunuyor. Polinezya, Çin, Hindistan gibi ülkelerde 2 bin yıldan fazla zamandır kullanılan bu bitki, halk arasında "eskilerin aspirini" olarak biliniyor.




Noni bitkisi, şu anda Fransız Polinezyası olarak bilinen bölgedeki halk için eski kıtlık zamanlarında önemli bir besin kaynağıydı. Avustralya yerlileri de bu bitkiye çok düşkünlerdi. Burma halkı ise, Noni'yi doğal halde tuzla birlikte yiyorlardı. Bu bölgelerde Noni bitkisinin çekirdekleri, yaprakları, kabuğu ve kökleri, yani her parçası şifa bulmak amacıyla kullanılıyordu ve hala da kullanılıyor.




''Yaşam Meyvesi'' gibi tanımlamalarla anılan Noni, Batı dünyasının tarafından Birinci Dünya Savaşı sırasında keşfedilmiş, son yıllarda 50'den fazla bilim adamının araştırmalarına konu olmuş ve bu araştırmalar sonucunda da şaşırtıcı bulgular elde edilmiştir. Dünyamızın son cennetlerinden biri olan Pasifik adalarından başlayıp modern bilimin dünyasında uzanan bu yolculuk, Hipokrat'ın ''Gıdanız ilaç, ilacınız gıda olsun'' önerisinin ne kadar da yerinde olduğunu bir kez daha gösteriyor.


Noni Gençleştirici ve Enerji Verici 90 Tablet



İnsana yasamak için yaklaşık 10000 enzim lazımdır. Ama bilim şimdiye kadar sadece 1700 tane enzim bulmuş haldedir. Noninin içinde inanılmaz miktarda enzim dışında, bir de birçok co-enzim bulunmaktadır, mesela 11 co-enzim 10u nonide vardır. Üstelik yaklaşık olarak Alpha- ve Beta-Aminoasitlerinin hepsi bulunmaktadır, ayrıca enzimlerin aksiyon enerjisinin maksimumu vardır.



Yetiştirmek İsteyenler


Noni Hakkında Özel Site


Bir Tane Daha


22.04.2009

Allah’tan Korkana Ummadığı Yerden Rızk Gelir

Rızık İçin Çalışmak 2

Helal rızka kavuşmak isteyen sebeplerine yapışmalıdır! Para kazanmak, malı arttırır. Fakat rızkı arttırmaz. Rızk, mukadderdir. Yani ezelde ayrılmıştır. Rızk, maaşa, mala, çalışmaya bağlı değildir. Fakat Allah emrettiği için çalışmak lazımdır. Çünkü Allah’u Teâlanın işleri, sebepler altında tecelli eder. Âdet-i İlâhiye böyledir. Fakat bazen, sebebe yapışıldığı halde, iş hâsıl olmayabilir. Yahut sebepsiz de, hâsıl olabilir. Bu konudaki hadis-i şeriflerden bazıları şöyle:

· Rızkının bol olmasını isteyen, sıla-i rahm etsin! Buhari

· Sadaka vermeye devam edenin rızkı artar! İbni Mace

· Cömerdin evine rızk, devenin göğsüne vurulan bıçaktan daha tez gelir. İbni Mace

· İstiğfara devam eden, ummadığı yerden rızklanır. İbni Mace

· Namaz kılmak rızkın bereketine sebep olur. Miftah-ül Cenne

· Hanımı ile [iyi geçinip] şakalaşanın, rızkı artar. İ. Lâl



Bazı şeyler fakirliğe yol açar, rızkın güçlükle gelmesine sebep olur. Mesela tırnağı uzun olanın rızkı meşakkat ile sıkıntı ile hâsıl olur. Bu konudaki hadis-i şeriflerden bazıları şöyle:

· Günah işlemek, rızktan mahrumiyete sebep olur. İbni Mace

· Yalan söylemek rızkı azaltır. İsfehani

· Zina fakirliğe yol açar. Beyheki

· Sabah uykusu rızka manidir. Beyheki

· Hak Teâla rızkları, fecr ile güneşin doğacağı vakitler arasında verir. Beyheki

· Rızka kavuşan çok hamd etsin! Hatib

Hamd etmek, Allah’u Teâla’ya şükretmek demektir. Her nimetin Allah’u Teâla‘dan geldiğine inanmak lazımdır. Allah’u Teâla, Hazret-i Musa’ya buyurdu ki:

· Kendine verdiğim nimeti, benden bilip kendinden bilmeyen, nimetlerin şükrünü eda etmiş olur. Rızkını kendi çalışması ile bilip, benden bilmeyen ise, nimetin şükrünü eda etmemiş olur. İ.Gazali

Tamamı



16.04.2009

Güzel Rüya İçin Yöntem

Çocuk Sineması

Sınıf öğretmeni, çocukların uykuları üzerine bir araştırma yapıyordu. Rüya görmenin insan ruhunu ne kadar rahatlattığını ve onlar için ne kadar gerekli olduğunu belirttikten sonra:
- Söyleyin bakalım!. dedi. Bu gece ne gördünüz?

Çocuklar, tek tek el kaldırarak rüyalarını anlatmaya başladılar. O haftaki rüyaların birçoğu, üç gün önce meydana gelen korkunç tren kazası ile ilgiliydi. Bir de, cinnet geçiren bir emeklinin, karısı ve çocuklarını yol ortasında bıçaklaması ile...

Öğretmen, arka sıralarda oturan bir öğrencinin el kaldırmadığını görünce, ona doğru yaklaşıp:

- Hayrola arkadaş!. dedi. Yoksa sen hiç rüya görmüyor musun?

Küçük çocuk, yanakları pembeleşirken:
- Elbette görüyorum!. diye gülümsedi. Ama benim rüyalarım çok farklı.

- O zaman, gördüğünü anlat!. dedi öğretmen. Aynı şeyleri görmen gerekmiyor.

Küçük çocuk:
- Ben, dedemle birlikte gittiğim balık avını gördüm!. dedi. Köyümüze yakın olan derede idik. Ve koca bir balık tutarak eve götürdük.

Öğretmen, yaptığı çalışmayı, bir sonraki dersinde de sürdürdü. O hafta görülen rüyaların büyük bir çoğunluğunda, petrol zengini bir ülkenin bombalanması sırasında ölen yüzlerce çocuk vardı. Diğer rüyalar ise, meşhur bir şarkıcının ayağından vurulması ve iş adamlarından birinin kaçırılması ile ilgiliydi.

Öğretmen, arka sıradaki öğrencinin bu sefer de el kaldırmadığını görerek yanına gitti ve ona ne rüya gördüğünü sordu.

Küçük çocuk, dışarıdaki karlı dağlara bakıp:

- Geçen hafta birçok kuzumuz doğdu, dedi. Rüyamda onları, dağın yamacındaki pınara götürmüştüm. Bu arada çiçeklerle konuşup, gökyüzündeki kuşlarla yarıştım. Onlar gibi uçuyordum havada.

Öğretmen, araştırmasını biraz derinleştirdiğinde, çocuğun diğer kardeşlerinin de aynı türde rüyalar gördüğünü öğrendi. Hatta dedesi bile, onlar gibiydi. Sonunda merak edip:

- Hep bu türden rüyaları görmeniz çok harika! dedi. Sanki birer film gibi her biri. Yoksa bunun için bir yöntem mi var?

Küçük çocuk:
- Bilmiyorum öğretmenim!. diye gülümsedi. Televizyon alamayacak kadar fakir olduğumuz için, Allah bize bu filmleri gösteriyor olmalı.

Cüneyd Suâvî

6.04.2009

Libya'da Muz Ağacı



Bu da muz çiçeği



Muzun Faydaları

5.04.2009

Yeğen


İşte bu da benim sokakta dahi, yerinde duramayan yeğenim :)

1.04.2009

Demirhindi


Hindistan ve tropikal bölgelerde yetişen, yayık dallı boyu 20-25 metreye ulaşan sıcak iklim ağacıdır. Anayurdunun Habeşistan olduğu tahmin edilmekte ise de bugün bütün tropikal bölgelerde yetişmektedir.



Çiçek açtığı zaman çok güzel bir görünümü olduğundan yetiştiği bölgelerde, yol kenarlarına park ve bahçelere dikilir. Çiçekleri sarı veya kırmızı renkte olup, dalların ucunda salkım şeklinde bulunurlar.

Meyveleri 20 cm civarında, kahverengi, çok tohumlu olup, olgunlaşınca açılmazlar. Gövde kısmı tahta işleri ve oymacılıkta kullanılır.


Türkiye’de yetiştiği yerler: Güney bölgelerde yetişir.

Kullanıldığı yerler: Yaprakları kaynatılarak elde edilen suyu solucan düşürmede ilâç olarak kullanılır. Meyvelerinden ise ilâç yapımında istifade edilir. Meyvenin bileşiminde elma asidi, sitrik asit, asetik asit, şeker ve pektin bulunur. Tibbî kullanılmasının dışında şeker ve tatlıcılıkta ve vücuda serinlik ve rahatlık verdiği için şerbet olarak kullanılır. Ayrıca, susuzluğu giderici ve müshil etkisi olduğu da bilinmektedir.

Demirhindi Fidanları Yetiştirmek İsteyenler


Demirhindi Şerbeti İçtiniz mi

Osmanlı"nın Şehzadebaşı"ndaki Direkler arası eğlenceleri ve o ünlü vazgeçilmez tatları, neredeyse bir döneme damgasını vuran şerbetleri... Ferahlığın simgesi o limonata, meşrubat daha icat olmamışken sokakların ve evlerin baş tacı sokak şerbetçilerimizi büyüklerimizden dinliyoruz. Tamamı


Bunlarda İlginizi Çekebilir

Blog Widget by LinkWithin