İtiraz etmeyi âdet haline getirmek, “Hayır öyle değildir” demek, çok
çirkindir. Mesela, biri, (Havanın sıcaklığı 25 derece) dese, buna,
(Hayır 30 dan aşağı değil) demek, onun sözüne itirazdır. Çünkü böyle
söylemek, (Sen bilmiyorsun, bu işten sen anlamazsın, sen ahmaksın, ben
akıllı ve bilgiliyim) demektir. Bu ise, kendini büyük görüp, başkalarına
hücum etmektir.
Lüzum yokken, karşımızdaki şahsın kusurlarını
bulup kendisine göstermek günahtır. Çünkü onun hatasını söylemekle üzmüş
ve kalbini kırmış oluruz. Zaruretsiz incitmek haramdır. Böyle
hususlarda başkasının hatasını söylemek gerekmez. Susmak ise imanın
kemalini gösterir.
Tamamı
30.12.2013
14.11.2013
Mutlu ve Tebessüm
Adam eve hanımının yanına geldi, onu çok üzgün gördü.
Yanında oturdu, şefkat ve sevgi dolu bir ses tonuyla başını okşayarak:
- “Biliyor musun, sen dünyanın en güzel ikinci kadınısın” dedi
tebessümle. Kadın başını kaldırdı, hayret ve şaşkınlık içerisinde:
-“Peki birinci kim ki?” diye sordu. Adam, gayet emin bir tonla cevap verdi:
-“Mutlu ve tebessüm ettiğin zaman sen.
” Bunun üzerine kadının tüm üzüntüsü gitti, yerine neşe geldi, yüzüne
can geldi. Yuvaya tekrar saadet hakim oldu. Ne dersiniz? Eşiniz surat
astığında:
1) Ne öyle surat asmışsın, mahkeme duvarı gibi?
2) Güleryüz göremeyecek miyim bu evde?
3) Ben dışarıda sizler için çile çekip eve geldiğimde güleryüz göstermelisin? miii dersiniz, yoksaaaa
4) Bir tanem, seni üzen nedir, benden dolayı ise özür dileyeyim ve
telafi edeyim, başka şeyden ise dert etme, yanındayım her an, senin o
güzel yüzüne hüzün yakışmaz, fani sebeplere takılıp dertlenmek pek
yersiz, bakiye ve ahirete müteveccih olmak gerek….
14.05.2013
Gerçekler Acıtırsa…
Son yüzyılda kadınlar üzerinde çok fazla oyunlar oynandı. Kadınlarda müthiş
bir erkekleşme ve fıtrattan uzaklaşma var. Bu da kadın erkek ilişkisindeki
bütün dengeyi bozuyor. Kadınların acilen yaratılışlarına, özlerine dönmeleri
gerekiyor. Kadınların erkeksi davranışlardan kurtulup yeniden kadın olmayı
öğrenmeleri lazım. Bunu öncelikle saliha bir mümine hanım ve iyi bir eş olmak
için yapmaları gerek.
Ayrıca kadınlar beyin yapısı olarak iletişimle donanımlı yaratıldıkları için iletişim konusunda evlilikleri için erkeklerden daha çok yapabilecekleri şeyler var. Ve bu yapacakları onlar için asla ağırlık değil tam aksi fıtratlarına dönüş olacak ve sonuçtan memnun kalacaklardır. Yeter ki nefislerini aradan çıkarıp gönül gözü ile baksınlar.
Ayrıca kadınlar beyin yapısı olarak iletişimle donanımlı yaratıldıkları için iletişim konusunda evlilikleri için erkeklerden daha çok yapabilecekleri şeyler var. Ve bu yapacakları onlar için asla ağırlık değil tam aksi fıtratlarına dönüş olacak ve sonuçtan memnun kalacaklardır. Yeter ki nefislerini aradan çıkarıp gönül gözü ile baksınlar.
Herkes kadınların haklarını anlatıyor fakat vazifelerini
anlatmıyor. Çoğu kadın; kadın olmanın ev işi ve yemek yapmak olduğunu
zannediyor ve kocasının bunlarla mutlu olmasını ve onun kıymetini bilmesini
bekliyor. Oysa kadının ilk ve esas vazifesi kadın olmaktır. Günümüzde medya
kışkırtması, feminizm ve toplum olarak kızların erkek gibi yetiştirilmesi kadın
olma yolunda en büyük engel. Kadınların ne kadar kadın olduğunu bilmesi,
hatalarını görmesi lazım. Bunu da pek kimse yapmadığı için ihale üstüme kaldı.
11.04.2013
Doğru Düşünme ve Mutlu Yaşama Teknikleri
İNSAN neyi, nasıl düşünür ve konuşursa öyle hisseder, herşeyi düşünce ile kontrol edebilirsiniz. Nasıl bakarsanız öyle görürsünüz. Aynı olay veya madde farklı açılardan farklı görünür. Bu sonuç doğaldır. Örneğin bir arabaya yandan bakan kapılarını görürken önünden bakan farlarını görür gibi ve farklı açılardan bakan bu insanların aynı şeyi görmedikleri için birbirlerini suçlamaları saçma olur.
İnsanoğlu konuşmalarında pozitif (olumlu), mutluluk, huzur vs. kelimelerini içeren cümleler kullanıyorsa; bilinçaltı bu kelimeleri ifade eden düşünce ile dolar ve insan kendini gerçekten mutlu hisseder. Aksine; olumsuz kelimeleri düşünür, konuşmalarında kullanır ise gergin, uyumsuz, mutsuz bir kişi olur. Yani mutluluk veya mutsuzluk, huzur veya gerginlik tamamıyla insanın kendi elinde olan bir sonuçtur. Arkadaşlığın temelinde de bu vardır. Bu kelimeleri kendisi kullanamayan insan kullanan insanlarla beraber olduğu için mutlu olur buna arkadaşlık denir. Aslında her şey insanın kendi elindedir.
Stresi kontrol edemeyen insanlar soğuk algınlığına çabuk yakalanır. Aksine kontrol edilen stres yaşamı monotonluktan kurtarır, yaşamdan zevk almanızı sağlar, mutluluk verir.Kurtulmaya çalışmayın kontrol edin..
SİNİRLENME önemli bir yanlış düşünce sonucudur. Aslında hiç kimse bir başkasının duygularını oluşturamaz, kişi kendi duygusunu oluşturur. Sinirleniyorsa kesinlikle gergin olduğu içindir, düşünürseniz aynı davranışı sergilediğiniz halde hiç kızmayan biri bir gün kızar değişen nedir ki ? ( cevap : kendisi )
YAŞAM : sonsuzdur, son yoktur, son dediğimiz şey aslında yeni bir başlangıçtır. İnsan Ruh ve Beden den oluşur. Tıp bilimi bunu kabul etmiş ve ruhbilimi (psikoloji) dalını açmıştır. Ruh bedeni kullanır ve bir süre sonra şu anki kavrayışımızın ötesinde bir boyuta (yeni bir yaşama ) geçer. Evren devam ettikçe yaşam devam edecektir.
BAŞARISIZLIK : Başarısızlık yoktur sadece sonuçlar vardır. Aslında her sonuç yeni bir başlangıçtır. Sonuclar kişiye bir tecrübe kazandırmalı referans olmalıdır.Alıntı
İnsanoğlu konuşmalarında pozitif (olumlu), mutluluk, huzur vs. kelimelerini içeren cümleler kullanıyorsa; bilinçaltı bu kelimeleri ifade eden düşünce ile dolar ve insan kendini gerçekten mutlu hisseder. Aksine; olumsuz kelimeleri düşünür, konuşmalarında kullanır ise gergin, uyumsuz, mutsuz bir kişi olur. Yani mutluluk veya mutsuzluk, huzur veya gerginlik tamamıyla insanın kendi elinde olan bir sonuçtur. Arkadaşlığın temelinde de bu vardır. Bu kelimeleri kendisi kullanamayan insan kullanan insanlarla beraber olduğu için mutlu olur buna arkadaşlık denir. Aslında her şey insanın kendi elindedir.
Stresi kontrol edemeyen insanlar soğuk algınlığına çabuk yakalanır. Aksine kontrol edilen stres yaşamı monotonluktan kurtarır, yaşamdan zevk almanızı sağlar, mutluluk verir.Kurtulmaya çalışmayın kontrol edin..
SİNİRLENME önemli bir yanlış düşünce sonucudur. Aslında hiç kimse bir başkasının duygularını oluşturamaz, kişi kendi duygusunu oluşturur. Sinirleniyorsa kesinlikle gergin olduğu içindir, düşünürseniz aynı davranışı sergilediğiniz halde hiç kızmayan biri bir gün kızar değişen nedir ki ? ( cevap : kendisi )
YAŞAM : sonsuzdur, son yoktur, son dediğimiz şey aslında yeni bir başlangıçtır. İnsan Ruh ve Beden den oluşur. Tıp bilimi bunu kabul etmiş ve ruhbilimi (psikoloji) dalını açmıştır. Ruh bedeni kullanır ve bir süre sonra şu anki kavrayışımızın ötesinde bir boyuta (yeni bir yaşama ) geçer. Evren devam ettikçe yaşam devam edecektir.
BAŞARISIZLIK : Başarısızlık yoktur sadece sonuçlar vardır. Aslında her sonuç yeni bir başlangıçtır. Sonuclar kişiye bir tecrübe kazandırmalı referans olmalıdır.Alıntı
9.04.2013
İffet
Özellikle büyük şehirlerde iffet işi
tehlikeli bir yoldadır. Bir genç kızın, kendi başına yalnız kendi aklı ve
anlayışı ile iffetini muhafaza etmesi, cidden güçtür. O genç kız, eğer biraz da güzelse, hatıra ve
hayale gelmeyen tehlikelerle çevrilmiş demektir. Bu tehlike, okulda, yollarda,
otobüste, komşularda, hatta evinin içinde, telefonda, internette yakasını
bırakmaz.
Kızlarımız, tehlikeler karşısında aciz bir mahluk olarak,
ahlaksızların elinde bir oyuncak olmamalıdır. Bu devirde herkesten, her yerde
ona zarar gelebilir. Bu zarar, onun parasına, puluna değil, şeref ve
haysiyetinedir. Paraya olan zarar telafi edilebilir. Manevi zarar, yerine
konamaz. Ahlaksızların içinde genç kız için şerefle yaşamak çok güçtür. İffetli
bir kız, diğer bazı kızlar gibi, flört yapmaya heveslenmemeli. Bu tehlikeli bir
tecrübedir. Esasen flörtle yapılan evlilik, çok zaman mutluluk getirmez.
İffeti muhafaza için, gençleri zamanında evlendirmeli, iffeti
zedeleyecek yerlerden uzak durmalıdır. Gençliğin hakkı adı altında çeşitli
eğlenceler, genç kızı elde etmek için birer tuzaktır. Bunun tuzak olduğuna
inanmayan bir kız, tuzağın içine düştükten sonra, aklı başına gelir. Fakat iş işten
geçmiştir. Tuzağın görünüşteki cazibesine kapılan kızlar, erkeklerin elinde
çabucak birer oyuncak hâline gelir. Kendine güvenen bir kız bile, onların
karşısında sonuna kadar dayanamaz. Yakışıklı bir erkeğin aldatıcı gülümsemesi
karşısında, yenilebilir.
Artık o kız, tuzağa düşmüştür. O tuzaktan kurtulan pek
az veya hiç yoktur. Halbuki, o tuzak dediğimiz eğlence yerlerine gitmemek daha
kolay bir iştir. (Göz görmeyince, gönül
katlanır) diye bir atasözü vardır. Oraya gitmeyen bir genç kız, oranın
tehlikesinden kurtulmuş olur. Giderse, kurtulması zordur.
3.04.2013
Sevgimizi Anlatırken Cömert Olmalıyız
Unutmamamız gerekiyor ki eşlerimiz bizlerin emaneti. Kadın için de erkek için de geçerli bir durum bu. İnsan “Zaten evlendik, ne gerek var habire sevgimi anlatmaya” diyerek eşini ötelerse bu durum başka sorunları da beraberinde getirebilir.
Sevdiğini illa da söylemek şart değildir her zaman.
Sevgimizi nasıl ifade ettiğimiz değil, ifade şeklimizle eşimize mesajımızı verebilmemiz önemlidir. “Çok seversem şımarır, bize yakışmaz öyle sevdiğini söylemek falan, seviyorum ya canım anlasın o da” gibi düşünceler o çok sevdiğimizi söylediğimiz eşimizi incitiyor olabilir.
Eşimizi incitmek de “emanetimize” sahip çıkamamak demektir.
Hem daima hatırda bulundurulması gereken mühim bir nokta da “Kişi birini severse, ona sevdiğini söylesin” buyuran bir Rasul’ün (s.a.v) ümmeti olduğumuzdur. Her şeyden geçsek bile sevgisinde cömertliği dahi kıskandıran Efendimiz’in (s.a.v) ümmeti olarak, sevgimizde cimrilik etmek bize yakışmayan bir tutum olur.
Tamamı
Sevdiğini illa da söylemek şart değildir her zaman.
Sevgimizi nasıl ifade ettiğimiz değil, ifade şeklimizle eşimize mesajımızı verebilmemiz önemlidir. “Çok seversem şımarır, bize yakışmaz öyle sevdiğini söylemek falan, seviyorum ya canım anlasın o da” gibi düşünceler o çok sevdiğimizi söylediğimiz eşimizi incitiyor olabilir.
Eşimizi incitmek de “emanetimize” sahip çıkamamak demektir.
Hem daima hatırda bulundurulması gereken mühim bir nokta da “Kişi birini severse, ona sevdiğini söylesin” buyuran bir Rasul’ün (s.a.v) ümmeti olduğumuzdur. Her şeyden geçsek bile sevgisinde cömertliği dahi kıskandıran Efendimiz’in (s.a.v) ümmeti olarak, sevgimizde cimrilik etmek bize yakışmayan bir tutum olur.
Tamamı
22.03.2013
Bence Dünyanın 7 Harikası
Öğretmen çocuklardan Dünyanın Yedi Harikasını yazmalarını
ister.
Gelen cevaplar şöyledir:
1- Artemis Tapınağı,
2- İskenderiye Feneri,
3- Helyos Heykeli-Rodos,
4- Babil'in Asma Bahçeleri,
5- Mausoleum-Bodrum,
6- Zeus Heykeli-Olimpia,
7- Piramitler-Mısır...
Öğrencilerden birisi kağıdını vermekte tereddüt eder ve öğretmene; "Bence Dünyanın 7 Harikası bunlar değil!" der.
Diğer öğrenciler gülüşür. Öğretmen son derece anlayışlı bir şekilde;
- "Peki, söyle bakalım senin listende neler var?"
Önce duraksar ve sonra okumaya başlar çocuk:
Gelen cevaplar şöyledir:
1- Artemis Tapınağı,
2- İskenderiye Feneri,
3- Helyos Heykeli-Rodos,
4- Babil'in Asma Bahçeleri,
5- Mausoleum-Bodrum,
6- Zeus Heykeli-Olimpia,
7- Piramitler-Mısır...
Öğrencilerden birisi kağıdını vermekte tereddüt eder ve öğretmene; "Bence Dünyanın 7 Harikası bunlar değil!" der.
Diğer öğrenciler gülüşür. Öğretmen son derece anlayışlı bir şekilde;
- "Peki, söyle bakalım senin listende neler var?"
Önce duraksar ve sonra okumaya başlar çocuk:
- "Bence Dünyanın 7 Harikası:
1- Görmek,
2- Duymak,
3- Dokunmak,
4- Tatmak,
5- Hissetmek,
6- Gülmek,
7- Ve Sevmek..."
19.03.2013
Erkek, Hanımı İstemezse,Başka Memlekete Götüremez
Sual:
Beyim beni, Avustralya’ya götürmek istiyor. Burada çok tanıdıklarımız var. Durumumuz da iyidir. Ben de tanımadığım gayrimüslim ülkeye beni götürme diye itiraz ediyorum. Yakınlarım beyine itiraz etmek günahtır diyorlar. Burada itiraz hakkım yok mu, yani götürme beni demem günah mıdır?
Cevap:
Bu konuda itiraz etmeniz günah olmaz. Hindiyye'de (Zamanımızda, erkek, hanımı istemezse, onu başka memlekete götüremez) diyor. Bu bakımdan bir zaruret yoksa götürmemeli, huzursuzluğa sebep olmamalıdır. Orada rahat edecekseniz zaten siz de itiraz etmezsiniz. Böyle işlerde anlaşarak karar vermelidir.
Kaynak
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)