Üzüntü Aklı Kapatır, İnsanı Din Ahlakından
Uzaklaştırır
Allah'ın rızasına uygun yaşam şeklini ve Kur'an ahlakını benimsemeyen
insanlar, üzülmek ve mutsuz olmak için yüzlerce hatta binlerce sebep
bulabilirler. Çünkü insan, ancak samimi olarak Allah'ın rızasına uygun bir hayat
yaşayıp, Allah'a ihlasla kulluk ederse, Allah'ın emir ve isteklerini titizlikle
uygularsa, Allah'ı çok sevip içten saygı duyarsa ve Kur'an ahlakını tam olarak
yaşarsa gerçek anlamda mutlu olabilir. Bunun dışında mutlu olmanın başka bir
yolu yoktur. Bu nedenle, mutluluğu Allah'ın rızasında ve Kur'an'da aramayıp
dünyevi hedeflere yönelen, kendi nefsini rahat ettirmeye çalışan insanların
karşısına mutlaka mutsuzluklar ve üzüntüler çıkar.
Allah'ın sonsuz adaletini ve Rabbimiz'in kaderi en mükemmel şekilde
yarattığını düşünmeyen bu insanlar, olayların özel hikmetlerle yaratıldığını
gözardı etmelerinin sıkıntısını yaşarlar. Çevrelerinde olup biten olayların ya
da insanların davranışlarının hayırlarını görmek yerine, bunlar üzerinde
saatlerce karamsarlığa kapılarak düşünür, çok sıradan gündelik konuları
büyütebilir ve bundan dolayı da ciddi şekilde üzüntüye kapılırlar. Örneğin pek
çok insanın en çok üzüldüğü konulardan birisi geçmişe yönelik konulardır. Uzun
uzun geçmişte yaptıkları hataları düşünüp, nasıl o hatalara düştüklerine
üzülürler. Tekrar tekrar olayları hatırlayıp anlatır, üzüntü veren pişmanlıklar
yaşarlar. Oysa insan için, geçmişinin bir üzüntü
konusu olmaması gerekir. Çünkü Allah her olayı kaderde mutlaka hayırlarla ve
hikmetlerle yaratmıştır. İnsan elbetteki geçmişteki hatalarından pişmanlık
duyacak, bunları tekrarlamamak ve telafi etmek için çaba harcayacaktır. Ama
bunların hiçbirisi hiçbir zaman için bir üzüntü konusu değildir.
Müslümanın hayatında bu ahlakı en güzel örnekleriyle görmek mümkündür. İster
30 yıl, isterse 30 saniye öncesi olsun, mümin
yaptığı hatalar, yanlışlar dolayısıyla hüzne kapılmaz. Yaptığı hataların hayır
ve hikmetlerini düşünüp, onlardan ders alır. Allah'tan bağışlanma diler,
hatasının kendisini Allah'a daha da yakınlaştırması için dua eder. Müslüman da
yaptığı yanlış şeylerden dolayı pişmanlık duyar ancak bu pişmanlık mutsuzluk
veren bir pişmanlık değil, aksine ümit veren, Allah'a yönelmeye sebep olan bir
pişmanlıktır.
Bir insanın üzüntüden uzak durması için, bu konuda kesin bir karar vermesi
gerekir. Üzüntü duyduğu olayları da, herşeyi
yaratan Allah'ın büyük bir hikmetle yarattığını; hayatındaki herşeyin en küçük
detayına kadar Allah'ın sonsuz aklıyla gerçekleştirdiğini bilmesi ve hayatının
sürekli olarak bu gerçeğin şuuruyla yaşaması gerekir. Bir insan yalnızca
bu gerçeği kavradığı takdirde hayatının sonuna kadar hep Allah'ın istediği
şekilde bir ahlak gösterebilir.
Gülay Pınarbaşı
Milli Gazete