İNSAN neyi, nasıl düşünür ve konuşursa öyle hisseder, herşeyi düşünce ile kontrol edebilirsiniz. Nasıl bakarsanız öyle görürsünüz. Aynı olay veya madde farklı açılardan farklı görünür. Bu sonuç doğaldır. Örneğin bir arabaya yandan bakan kapılarını görürken önünden bakan farlarını görür gibi ve farklı açılardan bakan bu insanların aynı şeyi görmedikleri için birbirlerini suçlamaları saçma olur.
İnsanoğlu konuşmalarında pozitif (olumlu), mutluluk, huzur vs. kelimelerini içeren cümleler kullanıyorsa; bilinçaltı bu kelimeleri ifade eden düşünce ile dolar ve insan kendini gerçekten mutlu hisseder. Aksine; olumsuz kelimeleri düşünür, konuşmalarında kullanır ise gergin, uyumsuz, mutsuz bir kişi olur. Yani mutluluk veya mutsuzluk, huzur veya gerginlik tamamıyla insanın kendi elinde olan bir sonuçtur. Arkadaşlığın temelinde de bu vardır. Bu kelimeleri kendisi kullanamayan insan kullanan insanlarla beraber olduğu için mutlu olur buna arkadaşlık denir. Aslında her şey insanın kendi elindedir.
Stresi kontrol edemeyen insanlar soğuk algınlığına çabuk yakalanır. Aksine kontrol edilen stres yaşamı monotonluktan kurtarır, yaşamdan zevk almanızı sağlar, mutluluk verir.Kurtulmaya çalışmayın kontrol edin..
SİNİRLENME önemli bir yanlış düşünce sonucudur. Aslında hiç kimse bir başkasının duygularını oluşturamaz, kişi kendi duygusunu oluşturur. Sinirleniyorsa kesinlikle gergin olduğu içindir, düşünürseniz aynı davranışı sergilediğiniz halde hiç kızmayan biri bir gün kızar değişen nedir ki ? ( cevap : kendisi )
YAŞAM : sonsuzdur, son yoktur, son dediğimiz şey aslında yeni bir başlangıçtır. İnsan Ruh ve Beden den oluşur. Tıp bilimi bunu kabul etmiş ve ruhbilimi (psikoloji) dalını açmıştır. Ruh bedeni kullanır ve bir süre sonra şu anki kavrayışımızın ötesinde bir boyuta (yeni bir yaşama ) geçer. Evren devam ettikçe yaşam devam edecektir.
BAŞARISIZLIK : Başarısızlık yoktur sadece sonuçlar vardır. Aslında her sonuç yeni bir başlangıçtır. Sonuclar kişiye bir tecrübe kazandırmalı referans olmalıdır.Alıntı
11.04.2013
9.04.2013
İffet
Özellikle büyük şehirlerde iffet işi
tehlikeli bir yoldadır. Bir genç kızın, kendi başına yalnız kendi aklı ve
anlayışı ile iffetini muhafaza etmesi, cidden güçtür. O genç kız, eğer biraz da güzelse, hatıra ve
hayale gelmeyen tehlikelerle çevrilmiş demektir. Bu tehlike, okulda, yollarda,
otobüste, komşularda, hatta evinin içinde, telefonda, internette yakasını
bırakmaz.
Kızlarımız, tehlikeler karşısında aciz bir mahluk olarak,
ahlaksızların elinde bir oyuncak olmamalıdır. Bu devirde herkesten, her yerde
ona zarar gelebilir. Bu zarar, onun parasına, puluna değil, şeref ve
haysiyetinedir. Paraya olan zarar telafi edilebilir. Manevi zarar, yerine
konamaz. Ahlaksızların içinde genç kız için şerefle yaşamak çok güçtür. İffetli
bir kız, diğer bazı kızlar gibi, flört yapmaya heveslenmemeli. Bu tehlikeli bir
tecrübedir. Esasen flörtle yapılan evlilik, çok zaman mutluluk getirmez.
İffeti muhafaza için, gençleri zamanında evlendirmeli, iffeti
zedeleyecek yerlerden uzak durmalıdır. Gençliğin hakkı adı altında çeşitli
eğlenceler, genç kızı elde etmek için birer tuzaktır. Bunun tuzak olduğuna
inanmayan bir kız, tuzağın içine düştükten sonra, aklı başına gelir. Fakat iş işten
geçmiştir. Tuzağın görünüşteki cazibesine kapılan kızlar, erkeklerin elinde
çabucak birer oyuncak hâline gelir. Kendine güvenen bir kız bile, onların
karşısında sonuna kadar dayanamaz. Yakışıklı bir erkeğin aldatıcı gülümsemesi
karşısında, yenilebilir.
Artık o kız, tuzağa düşmüştür. O tuzaktan kurtulan pek
az veya hiç yoktur. Halbuki, o tuzak dediğimiz eğlence yerlerine gitmemek daha
kolay bir iştir. (Göz görmeyince, gönül
katlanır) diye bir atasözü vardır. Oraya gitmeyen bir genç kız, oranın
tehlikesinden kurtulmuş olur. Giderse, kurtulması zordur.
3.04.2013
Sevgimizi Anlatırken Cömert Olmalıyız
Unutmamamız gerekiyor ki eşlerimiz bizlerin emaneti. Kadın için de erkek için de geçerli bir durum bu. İnsan “Zaten evlendik, ne gerek var habire sevgimi anlatmaya” diyerek eşini ötelerse bu durum başka sorunları da beraberinde getirebilir.
Sevdiğini illa da söylemek şart değildir her zaman.
Sevgimizi nasıl ifade ettiğimiz değil, ifade şeklimizle eşimize mesajımızı verebilmemiz önemlidir. “Çok seversem şımarır, bize yakışmaz öyle sevdiğini söylemek falan, seviyorum ya canım anlasın o da” gibi düşünceler o çok sevdiğimizi söylediğimiz eşimizi incitiyor olabilir.
Eşimizi incitmek de “emanetimize” sahip çıkamamak demektir.
Hem daima hatırda bulundurulması gereken mühim bir nokta da “Kişi birini severse, ona sevdiğini söylesin” buyuran bir Rasul’ün (s.a.v) ümmeti olduğumuzdur. Her şeyden geçsek bile sevgisinde cömertliği dahi kıskandıran Efendimiz’in (s.a.v) ümmeti olarak, sevgimizde cimrilik etmek bize yakışmayan bir tutum olur.
Tamamı
Sevdiğini illa da söylemek şart değildir her zaman.
Sevgimizi nasıl ifade ettiğimiz değil, ifade şeklimizle eşimize mesajımızı verebilmemiz önemlidir. “Çok seversem şımarır, bize yakışmaz öyle sevdiğini söylemek falan, seviyorum ya canım anlasın o da” gibi düşünceler o çok sevdiğimizi söylediğimiz eşimizi incitiyor olabilir.
Eşimizi incitmek de “emanetimize” sahip çıkamamak demektir.
Hem daima hatırda bulundurulması gereken mühim bir nokta da “Kişi birini severse, ona sevdiğini söylesin” buyuran bir Rasul’ün (s.a.v) ümmeti olduğumuzdur. Her şeyden geçsek bile sevgisinde cömertliği dahi kıskandıran Efendimiz’in (s.a.v) ümmeti olarak, sevgimizde cimrilik etmek bize yakışmayan bir tutum olur.
Tamamı
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)