28.08.2011

Nura Ulaş

Erik / Plum / Pflaume
"Çalış çabala da nura ulaş. Pekmez içinde ne kaynatılırsa pekmez lezzeti alır. Havuç, elma, ayva, ceviz pekmezde kaynasa pekmez tadı alır. Bilgi nura karışırsa inatçı ve kötü kişiler bile bilgiden nur bulurlar."

Hz. Mevlânâ Celaleddin Rûmi (k.s)

23.08.2011

Sabır


1.Bu çiçek ve lâle merakı İstanbul’a gelen yabacıları bir hayli etkilemiş ve hayran bırakmıştır.

Enes -radıyallâhu anh- şâhid olduğu bir hâdiseyi şöyle anlatıyor:

Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-
ile beraber yürüyordum. Üzerinde Necran kumaşından yapılmış, kenarları sert ve kalın bir hırka vardı. Bir bedevî, Rasûl-i Ekrem’e yetişerek hırkasını sertçe çekti. Hırkanın boynuna gelen kısmına baktım, bedevînin sertçe çekmesinden dolayı hırkanın kenarı boynuna oturmuştu. Daha sonra bedevî:

“–Ey Muhammed! Elinde bulunan Allâh’a ait mallardan bana da verilmesini söyle!..” dedi.
Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bedevîye dönüp tebessüm etti. Sonra da ona bir şeyler verilmesini emretti.

Buhârî, Humüs 19, Libâs 18, Edeb 68; Müslim, Zekât 128.

19.08.2011

Çocuğun Eğitimi


Cenâb-ı Hak, insanoğlunu doğuştan hayra daha fazla meyilli olarak halketmiştir. Ancak, doğduğu andan itibaren yakın ve uzak çevresi, onun şekillenmesine tesir eder. Evlatlar, temiz fıtratlarıyla anne-babaya teslim edilen ilâhî emânetlerdir.
Ebeveynin, böyle temiz bir fıtratla yaratılıp kendisine emânet edilen yavrularını, hayır-hasenat ile tezyin etmeleri zarurîdir. Onlar, ellerine teslim edilmiş bu ilâhî emânetleri, iyilik ve güzelliklerle bezeyebilecekleri gibi günah ve kötülüklere de alıştırabilirler. Bu hakikati Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle ifade buyurmuşlardır:
“Her do­ğan ço­cuk, İs­lâm fıt­ra­tı üze­re (temiz ve günahsız olarak, tevhîde meyilli bir şekilde) do­ğar. Da­ha son­ra ana-ba­ba­sı onu (inanç­la­rı­na gö­re) ya Hıris­ti­yan, ya Ya­hû­dî ya da Me­cû­sî… ya­par.” (Müs­lim, Ka­der, 22; Buhârî, Cenâiz, 92)
Çocuğun eğitimi öncelikle anne kucağında başlar. Annenin ağzından çıkan her kelime, çocuğun şahsiyetine konulan bir tuğla mesabesindedir. Anne yüreği, çocuğun eğitim gördüğü bir sınıftır.
Şefkatin en büyük menbaı, analardır. Ana terbiyesinden mahrum çocukların terbiyesi güçleşir. Yüksek karakterli kişiler daha çok, sâlihâ annelerin yetiştirdiği evlatlardır.
Böyle sâlih ebeveynin terbiyesinde büyüyen çocukların ilk öğrendikleri davranışlar, tekrar ede ede alışkanlıklar hâline dönüşür. Ama kötü bir âile veya toplum içinde büyüyen çocuklarda da kötü alışkanlıklar yeşermeye başlar. Sonuç olarak bu alışkanlıklar, insanı belli bir kalıba sokar ve artık insan, tekrar edegeldiği bu alışkanlıkların esâreti altında yaşamaya başlar.

İnsan Denilen Muammâ s.96

17.08.2011

Dünyada En Zor Meslek, İnsanın Eğitim Ve Terbiyesidir.


Bu mecazları hakikatlerin aynası yapan Hazret-i Mevlânâ, nesli ihyâ ve irşâd edecek olan anneleri, bir bakıma mürşid-i kâmillere benzetmektedir. Yani bir hanım, mürşid-i kâmil hassâsiyeti, liyâkati ve inceliğinde bir eğitim ve irşâd ile nesli yetiştirmek mecbûriyetindedir.
Bunun için, iki büyük vazifesi vardır:
Biri, yetişecek olanları, verilecek terbiyeye iknâ ile râzı etmek;
İkincisi de, bu terbiyeyi mâhir bir sûrette gerçekleştirmek.
Esâsen mürşid-i kâmillerin de yaptıkları bundan ibarettir. Bu da onların kendilerini her bakımdan güzel ve tam yetiştirmelerine bağlıdır. Yoksa yarım doktorun candan etmesi gibi yarım terbiyeciler de nesli perişan ederler…
Çocuklar, anne-babaya ihsân edilen ilâhî emânetlerdir. İslâm fıtratı üzere anne-babalarına teslîm edilen çocukların saf ve berrak kalbleri, temiz bir toprak misâli işlenmeye hazır ham bir cevherdir. İstikbalde onların diken veya gül, acı veya tatlı meyve vermesi, üzerlerine atılan tohumların keyfiyetine bağlıdır.
Güçlü toplumlar, güçlü âilelerden meydana gelir. Güçlü âileler ise daha ziyâde mânevî eğitim görmüş; yâni nefs engelini aşmış, fazîletli annelerin eseridir. Bunun en güzel numûneleri, hanım sahâbîlerdir. Onlar çocuklarına canlarıyla, mallarıyla fedâkârlık yapmayı öğretmişlerdir. Yavrularının gönüllerini, Rasûlullâh Efendimiz’in muhabbetiyle yoğurmuşlardır.
Cenâb-ı Hak, onlar gibi cennet gülleri olacak güzellikte evlâtlar yetiştirmeyi cümlemize ihsân eylesin!
Âmîn!..

İnsan Denilen Muammâ 

15.08.2011

Çocuk Emanettir

Çocuklar, anne-babaya ihsân edilen ilâhî emânetlerdir. İslâm fıtratı üzere anne-babalarına teslîm edilen çocukların saf ve berrak kalbleri, temiz bir toprak misâli işlenmeye hazır ham bir cevherdir.
İstikbalde onların diken veya gül, acı veya tatlı meyve vermesi, üzerlerine atılan tohumların keyfiyetine bağlıdır.

İnsan Denilen Muammâ Kitabından


Bunlarda İlginizi Çekebilir

Blog Widget by LinkWithin