Çocukların iktisada riayet etmelerine de titizlik gösterilirdi. Bilhassa zamanlarını israf etmemeleri hep hatırlatılırdı. Çünkü boşluk insanı sıkıntıya sürükler, bu sebeple kızlar çeyizlerinin büyük kısmını kendileri hazırlardı. Osmanlı’da ev hanımları genelde dışarda çalışmazdı.
Fakat evdeki üretimleri o kadar çoktu ki belki de aile bütçesine katkıları aynı idi. Salçalar evde yapılır, börekler, kurabiyeler evde hazırlanır, çarşı fırınına götürülüp pişirilir, elbiseleri anneler diker, küçülenleri ufak kardeşe göre yapar, örgü örerlerdi. Her şeyi nasıl en ucuza, en iyi şekilde mal edebileceklerini düşünürlerdi. O zamanlar tüketim değil, kanaat çağı idi.
Osmanlı’da ailenin bütün fertlerinin kazandığı para tek elde toplanır ve ailedeki herkesin ihtiyaçları oradan sarfedilirdi. Ailenin masraflarını yapanlar, alışverişini yapanlar, o parayı en iyi şekilde harcayabilmek için bütün vasıtaları kullanırlardı.
Osmanlı “Allah müsrifleri sevmez” ifadesinin tesiri altında yaşadı asırlar boyunca ve bu Osmanlı’nın kazancıydı. Çünkü böyle bir hareket tarzı sorumluluğunu idrak etmiş insanların vasfını ortaya koymaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder