Evliliğin Semeresi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Evliliğin Semeresi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5.05.2016

KIRK ALTIN ÖĞÜT


Kitabın adı  “Life’s Little Instruction Book”.Amerika’da  bir dönemin en  çok konuşulan  ve okunan  eserlerinin  başında yer alıyordu.Yazarı  H.Jackson Brown, bu eserde , üniversiteye  başlayacak oğluna  verdiği öğütleri kaleme almış.
Bu öğüt demeti tatlı bir dille alınmış.
  1.Ucuz  araba kullan ama alabileceğin  en güzel evi al.
2.Adam gibi üç fıkra öğren
3.Sevinçlerini sakın erteleme
4.Hayatı ve hayat arkadaşını sev.
5.Her gün 30 dakika  yürüyüş yap.
6.Her yemekten önce şükret.
7.Bir arkadaşına sırrını açmadan önce  iki kere düşün
8.Kim olduğunu, nereden geldiğini unutma..
9.Kaybedecek şeyleri olmayan insanlardan kork.
10. Çocukların adalet kelimesini duyduklarında  seni hatırlayacak gibi yaşa
11. Kibirli olma, yalancı olma, sevgisiz ve saygısız olma.
12. Kendini ve başkasını affetmesini bil.
13. Dinine ait kitabı tam anlamıyla  okumak için  kendine bir yıl süre tanı.
14. İlk yardımı öğren.
15. Bir seni kucakladığında ilk bırakan sen olma.
16. Her gün altı bardak su  içmeyi unutma.
17. Seni seven insanları  koru.
18. Zor da olsa  ailenle  tatil yapmak için  her şeyi dene.
19. Seyahate çıkarsan, cüzdanına sana ait sağlık bilgilerini, ev adresini  ve telefon
numaranı  kaydetmeyi unutma.
20. Başarıyı iç huzura kavuştuğun,  sağlıklı olduğun ve  sevildiğin zaman değerlendir.
21. İyi bir evliliğin iki şey bağlı olduğunu  unutma.Birisi doğru insanı bulmak, ikincisi  doğru insan olmak.
22. Anne  ve babanı, karını ve  çocuklarını  eleştirmek istediğin zaman  dilini ısır.
23. Sevimsiz olmayacak şekilde farklı  fikirde olmayı  öğren.
24. Cesaretli ol.Dönüp hayatına baktığında  yaptıkların için değil  yapamadıkların için üzüleceksin.
25. Yanlış yapanları, yanlış  yapmadan  yapıcı  bir şekilde  eleştir.
26. Keyifsizliğini asla açığa vurma.
27. Yalaka  olma, dalkavuk olma, ispiyoncu olma.


28. Nasıl bir duygu olduğunu  öğrenmen için  24 saat  hiç kimseyi  ve hiçbir şeyi  eleştirme.
29. İyiliği ve iyilik dolu  sözleri esirgeme.
30. Çocukların  hakkında  başkalarına  iyi şeyler söylerken, bırak onlar seni duysun.
31. Güç, sahip olduğun  mallara bağlı değildir.Bunu hiç unutma.
32. Biriyle tanıştığın zaman  elini uzat ve adını söyle.
33. Kalem ve not defterini hep yanında taşı.
34. Zamanı ve kelimeleri  boş yer harcama...İkisi de değerlidir.
35. Senden az yada çok parası olanlarla konuşurken  paran hakkında konuşma.
36. Zor şeyleri elde etmenin tadını çıkar.
37. Birisinin “kahraman”ı ol.
38. Neyi ve kimi, niçin desteklediğini  insanlara söyle.
39. İnsanları küçümseme, küçülen sen olursun.
40. Güne başlamadan önce mutlaka aynaya bak ve ”Acaba ben sevilen  bir  insan mıyım?” diye kendine sor. 


22.09.2015

Hanımı Başka Memlekete Götürmek


Hanımı başka memlekete götürmek uygun değil deniyor. Ben hanımımı İstanbul’dan Erzurum’a, Konya’ya götüremez miyim?


Gezdirmeye her yere götürürsünüz elbette. Onu Konya’ya, Erzurum’a yerleştirip kendiniz zaruretsiz İstanbul’da ikamet etmeniz uygun olmaz.
Onu kendi ikamet ettiğiniz yerde, akrabalarının ikamet ettiği yerde bulundurmalısınız. Bir de kadın razı olmadıkça, onu memleketindeki akrabalarının yanından alıp başka memlekette ikamete zorlamak da uygun değildir.


Kaynak

12.01.2014

Ailede Saâdet

Ailede saâdet, iki taraflı gerçekleştirilebilecek bir husustur. Bunun temelini: 

1. Birbiriyle iyi geçinmek,
2. Anlayışlı ve olgun davranmak,
3. Fedâkâr olmak, oluşturur.

Bunlar da bilhassa ahlâkî fazîlet, dirâyet, zekâ, samîmiyet, ve karşılıklı hassâsiyet ile mümkündür.
Yine eskilerin “hüsn-i muâşeret” dedikleri, iyi geçinmek için iki tarafta da şu beş özellik bulunmalıdır:
1. Dindârlık,
2. Fazîlet,
3. Muhabbet,
4. Merhamet
5. Sadâkat.

Tamamı

14.11.2013

Mutlu ve Tebessüm



Adam eve hanımının yanına geldi, onu çok üzgün gördü.
Yanında oturdu, şefkat ve sevgi dolu bir ses tonuyla başını okşayarak:
- “Biliyor musun, sen dünyanın en güzel ikinci kadınısın” dedi tebessümle. Kadın başını kaldırdı, hayret ve şaşkınlık içerisinde:
-“Peki birinci kim ki?” diye sordu. Adam, gayet emin bir tonla cevap verdi:
-“Mutlu ve tebessüm ettiğin zaman sen.
” Bunun üzerine kadının tüm üzüntüsü gitti, yerine neşe geldi, yüzüne can geldi. Yuvaya tekrar saadet hakim oldu. Ne dersiniz? Eşiniz surat astığında:
1) Ne öyle surat asmışsın, mahkeme duvarı gibi?
2) Güleryüz göremeyecek miyim bu evde?
3) Ben dışarıda sizler için çile çekip eve geldiğimde güleryüz göstermelisin? miii dersiniz, yoksaaaa
4) Bir tanem, seni üzen nedir, benden dolayı ise özür dileyeyim ve telafi edeyim, başka şeyden ise dert etme, yanındayım her an, senin o güzel yüzüne hüzün yakışmaz, fani sebeplere takılıp dertlenmek pek yersiz, bakiye ve ahirete müteveccih olmak gerek….

14.05.2013

Gerçekler Acıtırsa…

Son yüzyılda kadınlar üzerinde çok fazla oyunlar oynandı. Kadınlarda müthiş bir erkekleşme ve fıtrattan uzaklaşma var. Bu da kadın erkek ilişkisindeki bütün dengeyi bozuyor. Kadınların acilen yaratılışlarına, özlerine dönmeleri gerekiyor. Kadınların erkeksi davranışlardan kurtulup yeniden kadın olmayı öğrenmeleri lazım. Bunu öncelikle saliha bir mümine hanım ve iyi bir eş olmak için yapmaları gerek.

Ayrıca kadınlar beyin yapısı olarak iletişimle donanımlı yaratıldıkları için iletişim konusunda evlilikleri için erkeklerden daha çok yapabilecekleri şeyler var. Ve bu yapacakları onlar için asla ağırlık değil tam aksi fıtratlarına dönüş olacak ve sonuçtan memnun kalacaklardır. Yeter ki nefislerini aradan çıkarıp gönül gözü ile baksınlar.

Herkes kadınların haklarını anlatıyor fakat vazifelerini anlatmıyor. Çoğu kadın; kadın olmanın ev işi ve yemek yapmak olduğunu zannediyor ve kocasının bunlarla mutlu olmasını ve onun kıymetini bilmesini bekliyor. Oysa kadının ilk ve esas vazifesi kadın olmaktır. Günümüzde medya kışkırtması, feminizm ve toplum olarak kızların erkek gibi yetiştirilmesi kadın olma yolunda en büyük engel. Kadınların ne kadar kadın olduğunu bilmesi, hatalarını görmesi lazım. Bunu da pek kimse yapmadığı için ihale üstüme kaldı.

9.04.2013

İffet



Özellikle büyük şehirlerde iffet işi tehlikeli bir yoldadır. Bir genç kızın, kendi başına yalnız kendi aklı ve anlayışı ile iffetini muhafaza etmesi, cidden güçtür. O genç kız, eğer biraz da güzelse, hatıra ve hayale gelmeyen tehlikelerle çevrilmiş demektir. Bu tehlike, okulda, yollarda, otobüste, komşularda, hatta evinin içinde, telefonda, internette yakasını bırakmaz.
 
Kızlarımız, tehlikeler karşısında aciz bir mahluk olarak, ahlaksızların elinde bir oyuncak olmamalıdır. Bu devirde herkesten, her yerde ona zarar gelebilir. Bu zarar, onun parasına, puluna değil, şeref ve haysiyetinedir. Paraya olan zarar telafi edilebilir. Manevi zarar, yerine konamaz. Ahlaksızların içinde genç kız için şerefle yaşamak çok güçtür. İffetli bir kız, diğer bazı kızlar gibi, flört yapmaya heveslenmemeli. Bu tehlikeli bir tecrübedir. Esasen flörtle yapılan evlilik, çok zaman mutluluk getirmez.
İffeti muhafaza için, gençleri zamanında evlendirmeli, iffeti zedeleyecek yerlerden uzak durmalıdır. Gençliğin hakkı adı altında çeşitli eğlenceler, genç kızı elde etmek için birer tuzaktır. Bunun tuzak olduğuna inanmayan bir kız, tuzağın içine düştükten sonra, aklı başına gelir. Fakat iş işten geçmiştir. Tuzağın görünüşteki cazibesine kapılan kızlar, erkeklerin elinde çabucak birer oyuncak hâline gelir. Kendine güvenen bir kız bile, onların karşısında sonuna kadar dayanamaz. Yakışıklı bir erkeğin aldatıcı gülümsemesi karşısında, yenilebilir. 
Artık o kız, tuzağa düşmüştür. O tuzaktan kurtulan pek az veya hiç yoktur. Halbuki, o tuzak dediğimiz eğlence yerlerine gitmemek daha kolay bir iştir. (Göz görmeyince, gönül katlanır) diye bir atasözü vardır. Oraya gitmeyen bir genç kız, oranın tehlikesinden kurtulmuş olur. Giderse, kurtulması zordur. 

3.04.2013

Sevgimizi Anlatırken Cömert Olmalıyız

Unutmamamız gerekiyor ki eşlerimiz bizlerin emaneti. Kadın için de erkek için de geçerli bir durum bu. İnsan “Zaten evlendik, ne gerek var habire sevgimi anlatmaya” diyerek eşini ötelerse bu durum başka sorunları da beraberinde getirebilir.

Sevdiğini illa da söylemek şart değildir her zaman. 

Sevgimizi nasıl ifade ettiğimiz değil, ifade şeklimizle eşimize mesajımızı verebilmemiz önemlidir. “Çok seversem şımarır, bize yakışmaz öyle sevdiğini söylemek falan, seviyorum ya canım anlasın o da” gibi düşünceler o çok sevdiğimizi söylediğimiz eşimizi incitiyor olabilir. 
Eşimizi incitmek de “emanetimize” sahip çıkamamak demektir. 
Hem daima hatırda bulundurulması gereken mühim bir nokta da “Kişi birini severse, ona sevdiğini söylesin” buyuran bir Rasul’ün (s.a.v) ümmeti olduğumuzdur. Her şeyden geçsek bile sevgisinde cömertliği dahi kıskandıran Efendimiz’in (s.a.v) ümmeti olarak, sevgimizde cimrilik etmek bize yakışmayan bir tutum olur. 

Tamamı

19.03.2013

Erkek, Hanımı İstemezse,Başka Memlekete Götüremez





Sual: 
Beyim beni, Avustralya’ya götürmek istiyor. Burada çok tanıdıklarımız var. Durumumuz da iyidir. Ben de tanımadığım gayrimüslim ülkeye beni götürme diye itiraz ediyorum. Yakınlarım beyine itiraz etmek günahtır diyorlar. Burada itiraz hakkım yok mu, yani götürme beni demem günah mıdır?
 

Cevap:
Bu konuda itiraz etmeniz günah olmaz. Hindiyye'de (Zamanımızda, erkek, hanımı istemezse, onu başka memlekete götüremez) diyor. Bu bakımdan bir zaruret yoksa götürmemeli, huzursuzluğa sebep olmamalıdır. Orada rahat edecekseniz zaten siz de itiraz etmezsiniz. Böyle işlerde anlaşarak karar vermelidir.


Kaynak 

Bunlarda İlginizi Çekebilir

Blog Widget by LinkWithin