Kasabanın birinde iyi kalpli, nur yüzlü bir çiftçi yaşarmış. Yaz kış demeden çalışır, yetiştirdiği sebzeleri her hafta pazarda satarmış.
Yine bir gün, pazardan evine dönerken cefakâr atı tökezlenmiş, arabasının tekerleği taşa çarparak kırılmış.
Tekerleği tamir etmek için uğraşırken, akşam duasına geç kaldığını fark etmiş. Torbasında olması gereken dua kitabını aramaya koyulmuş. Bulamayınca, huzursuzluğu paniğe dönüşmüş.
Dizlerinin üzerine diz çöküp;
Affet beni Allahım diye yalvarmış,
Hafızam kötü olduğu için hiçbir duayı ezbere bilmiyorum. Şimdi ne yapsam acaba?
Biraz düşünmüş, derin bir nefes aldıktan sonra Evet buldum! Diye bağırmış sevinçle:
Allah’ım sen nasıl olsa tüm duaları biliyorsun. Alfabedeki harflerin hepsini yavaşça söyleyeceğim, lütfen onları istediğin şekilde birleştir
Yaratıcı, meleklerini çağırıp: Sevdim Bu Duayı demiş.
Çünkü sade bir yürekten geliyor
Yıllar önce bir dostumun, nasıl Dua edilmeli? Sorusuna, yukarıdaki hikâyeye benzer bir cevap vermiştim:
Yaratıcı ne istediğini bilir.
Hayatta öğrendiğim en önemli derslerden birinin Dua olduğunu, bu dilemenin her konuda geçerliliğini koruduğunu düşünüyorum.Kaynak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder