Peki, edebi kimden öğreneceğiz? Tabii ki
edeplilerden. Her ne kadar bir Allah dost “Edebi edepsizlerden öğrendim.
Yaptıklarını yapmadım” demiş ama o seviyede olana her gördüğü ve tecrübe ettiği
zaten ibrettir.
Yola yeni çıkanlar ve gençler, edebi hayatlarının süsü haline
getirmiş, edepli olmayı önemseyen güzel örnekler bulup, onların kıyılarında,
köşelerinde konuşlanmaya bakmalılar. Bu açıdan neyin edep olup olmadığını uzun
uzun anlatmaya gerek olmadığını düşünüyoruz, çünkü edep yazarak, okunarak
öğrenilecek bir şey değildir, görerek, tecrübe ederek ve hâllenerek edinilecek
bir şeydir. Edep kitaptan değil, edepli insandan talim edilir.
Edep, bir kulluk borcudur. Edep, İslami
ahlakımızın en bariz neticesidir. İnsan olmanın en önemli göstergesi, dünyada
bulunuş gayemizdir. Biz edebi insanlık sıfatı olarak gören bir medeniyetin
çocuklarıyız. Amacımız edepli insanlar olmaktan da ötedir. Amacımız edebin insanları
olmaktır. Biz edepsiz bir hayat düşünemeyiz. Edebi önemsemeyen bir hayat ve
dünya bize yabancıdır. Kalitemizi edepten aldığımız nasiple ölçeriz. Edepten
nasibi olmayanların, hakikatten nasibi olmadıklarını düşünürüz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder