Efendimiz (s.a.v) evliliğinde ve sosyal hayatında tatlı ifadeleri sık kullanır, hoş lakaplar takardı. Annemize “Aiş” (Ayşecik), Humeyrâ (gülyüzlü) diye seslenmesi bunun güzel örneklerindendir. Karşımızdakine güzel ve hoş sözlerle yaklaşmanın önemini Mehmet Amca’nın şu samimi itirafları da açık bir şekilde gösteriyor: “Evladım, ben 85 yaşımda olmama rağmen hâlâ park, bahçe gezebiliyor olmamı eşime borçluyum. Bu kadın bana, bir çocuğa bakar gibi baktı. Ben ilaçlarımı ihmal ettikçe öyle sevgi sözleri, öyle tatlı hitaplar bulurdu ki… İlk günlerde direnmiş olsam da sırf onun bu muhabbeti karşılıksız kalmasın diye sevmediğim hapları yutardım, iğnelerimi yaptırırdım.”
Sevgi ve takdir uyandıran hitapların sihirli gücünden, evliliğini güzelleştirmek isteyen her eş faydalanabilir. Fakat bunun tam tersi acı ve nefret dolu sözleri evlilik sözlüğümüzden çıkarmamız gerekiyor. Psikologların DDK (dur, düşün, konuş) dedikleri yöntem doğrultusunda pişman olunacak sözlerden uzak durmak ve aradaki saygı bağını zedelememek sevgiyi bitirmeme adına çok önemli.
Tamamı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder